A-K-Pe Çöküyor

R.T.E’ın seçilmişlikleri, A-Ke-Pe’nin siyasi varlığı, Y-CHP’nin günahlarının sonucudur.

Yaftalı muhalefet, baro, noterler birliği ve görevi; seçim işlerini yönetmek olup, her türlü işlemleri, idari yargı denetimine bağlı olan YSK, bu günahın suç ortaklarıdırlar. 

Kapatılma davasından sonra işlenen anti laik suçlar için, yeniden davalar açılsaydı, siyasal yaşantımızda, A-Ke-Pe diye bir parti ve yasa dışı iktidarları olmazdı. Y-CHP, HKP’nin diploma konusunda açtığı davaya, hukuken müdahil olsaydı, R.T.E cumhurbaşkanı seçilemezdi. Anayasa suçu işlenmez, referandum ve başkanlık zırvası için, seçim yapılmaz, meclis yetkileri gasp edilmez, tek adamlık yolu açılmazdı.

Son olarak, Kuzey Irak’ta oturduğu açık adresi bilinen, işlediği yüzlerce cinayetin zanlısı olmaktan, kırmızı bültenle aranan, terör suçlusu Osman Öcalan’ın, devletin TV’da konuşması nedeniyle; TRT genel müdürü, Anadolu Ajansı müdürü, adalet ve içişleri bakanlıkları, sessiz kalan YSK ve siyaseten göz yuman, saik durumundaki R.T.E hakkında, dava açılmaması suç ortaklığıdır. Y-CHP bu rezaleti, mutlaka yargıya taşıyarak, iktidar için istifa gerektiren, bu skandal suç için, harekete geçmelidir.

Aynı şekilde zillet ve beka türü, felaket tellallığı yapan, Devlet Bahçeli ve MHP’nin, eylemiyle ve diliyle, bu ihanet suçuna ortaklığı, teşhir edilerek, dava edilmelidir. 

İstihbaratın sessiz kalışı, Öcalan kardeşlerin bir anda, ortaya çıkışı tesadüf değildir. Kuzey Irak, Osman Öcalan türü, terör suçlularının sığınma evi gibidir. TRT bulup konuşturduğuna göre, MİT de, onu bulup getirebilir. Açık adresleri belli, elini kolunu sallayarak gezen, terör unsurlarına müdahale etmek, iktidarın görevidir.

Makam, R.T.E’ın terör suçları nedeniyle yargılanmasına engel değildir. Öcalanları, taraf olduğu belediye seçimleri için, alana sürme emrini verdiğini, cümle alem biliyor. R.T.E savcı değil! Yasalar da sadece onun için çalışmıyor. İşaret ederek, hedef göstererek dava açtırması kötü bir alışkanlıktır. Makam dokunulmazlığı, ihanet boyutlu adli yargılamaya engel değildir. 

Emri vermek, suçu kurumlara yüklemek etik değildir. Kaldı ki, öyle olsa dahi, yürütmenin başındaki kişi olarak kendisi sorumludur.  Seçtirdiklerini yozlaştırıp istençsizleştirmesi, partisel iç sorunlarıdır. Ama devlet kurumlarını, sabun köpüğü gibi kullanma hakkı ve yetkisi yoktur. Eğer gerçekten kurumlar sorumluysa, onları görevde tutmakla da suç işlemektedir.

Kuruluşundan beri A-Ke-Pe, cumhuriyete karşı, organize bir suç örgütü olarak çalışıyor. R.T.E da, sürekli yasaları bilerek ve isteyerek ihlal edip suç işliyor. Kapatılma davasının en önemli gerekçeleri de, bu savlardan oluşuyordu. Aynı suçları tekrarladığına göre, yasalar parti kapatılmasını zorlaştırsa da, yöneticilerine suç işleme hakkı ve yetkisi vermez. 

Artık her şey eskisi gibi olmayacak. R.T.E irtifa kaybetti. Saray ve cehalet arasında, kurduğu düzen iflas etti. Halk ayağı zayıfladı. Bağırma çağırma naraları itibar görmüyor. Yoldaşları Gül, Davutoğlu ve Babacan’ın tavrı, yakında parti içinde, yeni bayrak açmaları getirecek. Bunları söylemek için kehanet gerekmiyor. 

Bu anekdotla, bir öngörüde bulunmak istedim. Zira bundan sonra, R.T.E gitgide yalnızlaşacak.  Her hamlesi tepecek. Her eylemi için, karşılık görecek. Velinimeti olduğu, adı sanı belirsiz seçilmişleri, halk tanımıyor. Hayat verdiği bu tür kişilerden, kazıklar yedikçe çökecek. 

Hangi akılla bilinmez! Başta diyanet işleri başkanı olmak üzere, etrafına doldurtup seçtirdiği veya bürokrasiye atadığı FETO’cüler, çok yakında mahremi dahil, bilinmeyenlerini ve zaaflarını kullanarak, Öcalan benzeri yanlışlar yaptırarak, sonunu getirecek felaketinin habercileri gibi görünüyor. A-Ke-Pe’nin içinden çıkacak yeni bir partinin önünü kesmek için, ani bir güz veya bahar erken seçimiyle tümden yok olabilir. Böyle bir karar, ona ya kaçış, ya da mahkemede soluk aldıracaktır.

R.T.E siyasal yaşamının en zor günlerini yaşıyor. Artık gündem değiştirerek, polemikler oluşturarak kitleleri etkileyemiyor. Saldırgan tavrı ve ittifakları, onu ulusal duyarlılıklardan uzaklaştırmış duygusu veriyor. Ekonomi ve Suriye konularıyla, halkın gözünde tamamıyla, güvenilmezleşti. 

Bütün bu olup bitenlerden sonra, ekonomide bir çözüm üretmesi olası görünmüyor. Fakat yaşamının kumarlarını oynayabilir! Ya erken seçim kararı alıp sandıktan çıkmayı deneyerek, konumunu güçlendirmeye çalışacak, ya da Suriye’de ülkeyi, bölünme tehlikesi dahil, kirli küresel bir savaşa sürükleyerek, macera arayacak.

Artık halkın gündeminde A-Ke-Pe diye bir parti yok. Herhalukarda, R.T.E için çöküş kaçınılmaz görünüyor. Onun bitişi, adıyla bütünleşmiş partisinin de sonu olacaktır. Eski yoldaşlarının kuracakları olası partiler, grup kurabilse de, bir sonraki seçimde bütünüyle yok olacaklar. Dine verdikleri zarar, din eksenli siyaset için, iktidarı uzun süre öteleyecektir. 

Siyasetçilerin görevi, ülkeyi kalkındırmak, iç ve dış huzuru sağlayıp, refah düzeyini yükseltmek ve bağımsızlığımızı korumaktır. Ülke çıkarını, kişisel siyasal ikbal ve hırslarımıza tercih etme olgunluğuna ve sağduyuda, buluşmak dileğiyle ve saygıyla. Tanrı ülkemizi korusun.

Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir.

Üye değilseniz hemen üye olun veya giriş yapın.